29 Aralık 2010 Çarşamba

Yaşadığımız Onca Şeyin Hiç mi Saygısı Yoktu?



Birden kapıyı hızlıca kapattığım gibi dışarı çıktım. Düşüncelerim karmakarışık bir duygu yoğunluğuna boğulmuştum adeta, yürüdüğümün bile farkında mıyım yoksa hala aynı evde miyim bilemiyorum. Nasıl böyle bir şey başıma gelebilirdi? Ben bunu haketmiyorum oysa herşey o kadar güzel gidiyordu ki…



Yaşadığımız onca şeyin hiç mi saygısı yoktu? Şimdi o kadar yalnız ve çaresizim ki.. Tekrar aynı yere istesemde dönemem, yüzüne bile bakamam. Onsuz bir hayatın güzelliği asla olmayacak. Varlığım artık hiçbir anlam ifade etmiyor. Dedi ve aniden uyandı. Bu bir rüyamıydı şimdi? Benim gerçekten de bir ilişkim varmıydı? Herşey o kadar gerçekçi hissediliyordu ki..



Hikaye de olduğu gibi hepimiz hayatımızın belli dönemlerinde bu ve buna benzer ilişki çeşitlerini yaşıyoruz. İlişkilerimiz sırasında sürekli kırılmalar, öfke patlamaları, şiddetli tartışmalar, kaybetme korkusunu hissederek benliğimizde sürdürüyoruz; fakat bir şeyi unutuyoruz ilişkilerde kendi kimliğimizin ne kadarını kullanıyoruz? Bunu bir çoğumuz farketmiyor olabilir; ama birlikteliklerde düşünce sistemimiz sağ beyin yoğunlukta olarak çalışır.



Çalışma süresince sağ beyin ile birlikte serebellum (beynin alt yapısı) yani sürüngen beyin devreye girer. Bu öyle geniş bir sistemdir ki hayat amacınızı, ilişkilerdeki olumsuzları, mutlu olamasak dahi devam ettirmemizi sağlar ya da yeni bir ilişkiye girmemize engel koyarak sürekli istemsiz şekilde önümüze sunar. Böyle gelişen olaylar bilinçli farkındalık gerektirir. Siz sürüngen beyninize ne kadar hakim olursanız gelişen yaşantınızda da bunun getirisini büyük ölçüde almış olucaksınız.



Beyniniz siz hangi komutu verirseniz o yönde çalışır. Olmuyor, yapmak istiyorum ama yapamıyorum, çeşitli sorunlarım var her şeyin hemen olmasını istiyorum, başarısızım, işim de mutlu olamıyorum… vb. Akla gelebilecek o kadar çok olumsuz şeyleri yaşantımızda düşünüyoruz ki olumlu düşünebilecek zamanımız bile kalmıyor. Halbuki olumsuz düşündüğümüz zamanlarda hemen olumluya geçersek bunun artısı da bize fazlasıyla gelecektir. Yeterki bunun olabilirliğe inanın ve o yönde hareket edin.



Bende geçmiş yaşantımda aşırı olumsuz düşünen bir insandım. Çevremde de bunu büyük ölçüde görüyordum bir zaman sonra kendim olarak değil de çevremin hükmünde yaşadığımı farkettim. Farketmemle birlikte yaşantımın büyük ölçüde değiştiğini, daha pozitif ve yapıcı olarak ilerletmem adına değişimi sağladı. Değişimimde sayısız kişisel gelişim kitapları, filmleri ve yazıları takip edip uygulamamın yanı sıra nlp, kuantum olumlamayı da kendi gelişim yaşantıma hızlıca dahil ederek yaşantım boyunca severek yapıp verimliliğini hissedebileceğime inanarak bu işi sürdürüyorum.



Yaşantımızda sayısız öğretiler beynimize müthiş bir yükleme yapmakta. Biz bu öğretilerin hepsini almak zorunda değiliz içlerinden bize en uygun ve en iyisini seçerek hayatımıza çekeriz. Artık ne yapmamız gerektiğinin farkındayız oluşacak olan çekimlerinizin pozitif aydınlık içinde gelişmesini diliyorum..



Yazan : Özlem ÖZTULUM

0 yorum:

 
2009 Template Scrap Rústico|