28 Aralık 2010 Salı

Benim de İçimde Olağan Üstü Bir Şey Var mı?



11’inci sınıfta bir gün bir arkadaşımı beklemek için sınıflardan birine girdim. Bir den sınıfın öğretmeni Bay Washington geldi ve benden tahtaya kalkıp bir şey yazmamı istedi. Bunu yapamayacağımı söyleyince, neden yapamayacağımı sordu?
“ Çünkü ben sizin öğrencilerinizden biri değilim”
“ Fark etmez, yinede tahtaya kalkabilirsin”
“Kalkamam “
“Neden kalkamayasın?”
Bir an durdum. Utanmıştım.
“Çünkü ben zihinsel özürlüyüm.” Dedim.
Masasından kalktı, bana baktı ve “ bunu bir daha söyleme. Bir başkasının hakkındaki görüşü, senin gerçeğin olmak zorunda değildi.” Dedi.

Bu, benim için özgürleştirici bir andı. Bir yandan küçük düşmüştüm, çünkü diğer çocuklar bana gülmüşlerdi. Özel Eğitim Bölümü’ nde olduğumu bilmiyorlardı. Öte yandan özgürleştiğimi duyumsamıştım, çünkü bay Washington başka birinin hakkımdaki görüşü bağlamında yaşamak zorunda olmadığıma dikkatimi çekmişti.

Böylece bay Washington benim akıl hocam oldu. Bu yaşantıdan önce iki kez sınıfta kalmıştım. Beşinci sınıftayken eğitilebilir zihinsel özürlü olduğum saptanmıştı ve dördüncü sınıfa konmuştum, sekizinci sınıfta yeniden kaldım. İşte o zaman bu insan yaşamımda çok büyük bir değişiklik yaptı.

Onun her zaman Goethe bilinciyle hareket ettiğini söylerim. Goethe:
“Bir insana olduğu gibi bakarsanız, kötüleşir. Ama olabileceği haliyle bakarsanız o zaman olması gerektiği gibi olur.” dermiş. Calin Lloyd gibi Bay Washington’un da inancı “Hiç kimse düşük beklentilerle yükselemezdi” Bu öğretmen, öğrencilerine her zaman onlardan yüksek beklentileri olduğunu hissettirdi ve hepimiz bu beklentileri gerçekleştirmek için çaba harcardık.

Bir gün ben hala alt sınıfta okurken, mezun olacak son sınıf öğrencilerine bir konuşma yaptığını duydum. Şöyle diyordu:
“İçinizde olağan üstü bir şey var. Sizde çok özel bir şey var. Kendinizi, kim olduğunuzu bu gezegene ne vereceğinizi, nedenli özel olduğunuzu daha geniş bir açıdan bir kez olsun görebilseniz, o zaman tarihi bağlarda dünya asla eskisi gibi olmaz. Ailelerinizi gururlandırabilirsiniz okulunuzu gururlandıra bilirsiniz milyonlarca insanın yaşamını etkile bilirsiniz.”
Bay Washington son sınıf öğrencileriyle konuşuyordu, ama bu konuşma bana yapılmış gibiydi.

Öğrencilerin onu ayakta alkışladıklarını anımsıyorum konuşmanın ardından park yerinde Bay Washington’u yakaladım ve ona “Beni anımsadınız mı? Siz son sınıflara konuşma yaparken salondaydım,”dedim
“orada ne arıyordun? Henüz son sınıf değilsin” dedi
“Biliyorum ama kapının önünden geçerken o konuşma benim için yapılıyor gibiydi efendim. Onlara içlerinde olağan üstü bir şey olduğunu söylediniz. Bende o salondaydım. Benimde içimde olağan üstü bir şey var mı?”
“evet var bay Brown”
Diye cevap verdi.
“peki ya İngilizceden, matematikten ve tarihten kalmam ve yaz okuluna gitmek zorunda olmam? Bunlar ne anlama geliyor diğer çocuklardan daha yavaş öğreniyorum.”
“Fark etmez bu yalnızca daha çok çalışman gerektiği anlama gelir. Notların kim olduğunu
Ya da yaşamından neler ürete bileceğini belirlemez.”
“ Anneme bir ev satın almak istiyorum”
“Bu mümkün Bay Brown.”dedi ve arkasını dönüm yürümeye başladı.
“Bay Washington!”
“Şimdi ne istiyorsun?”
“Şey efendim. O benim. Beni anımsayacaksınız, adımı anımsayacaksınız sizi gururlandıracağım. O, ben olacağım.
Okul yaşamı benim için gerçek bir mücadele oldu derslerim düzelmiş di yaşamımda ilk kez onur listesine girdim bu benim için bir mucize oldu.
Bay Washington kafamdaki kim oduğuma ilişkin resmi yeniden çizdim. Kendimi zihinsel koşullanmamın ve koşullarımın ötesinde farklı ve daha geniş bir açıdan görmemi sağladı

Yıllar sonra ulusal televizyonda yayınlanan beş tane özel program yaptım.
“Hak ediyorsunuz “adlı programım Miyami’ deki eğitim kanalında yayınlanacağı zaman arkadaşlarıma Bay Washington’u. Beni aradığında Detroit’te telefonun başında oturmuş bekliyordu.
“Bay Brown’la görüşe bilirmiyim diye sordu”
“Kim arıyor diye sordu” kimin aradığını biliyorsun
“Bay Washington”
“ O,sendin değimli?”
“ Evet, efendim; o bendim”


Les Brown

0 yorum:

 
2009 Template Scrap Rústico|